Emperyalist Devletler Nelerdir? Bir Genç Gözünden
Kayseri’nin dar sokaklarında yürürken, eski taş evlerin arasında kaybolmuş gibiyim. Hava biraz serin, yazın sonlarına yaklaşıyoruz ama bir yandan da bu şehrin sıcaklığı her zaman içimi ısıtıyor. Bazen, bir şeyleri sorgularken, küçük anların içinde kaybolurum. Bugün de böyle bir gündü. Bir anda kafamda beliren bir soru vardı: Emperyalist devletler nelerdir?
Hepimiz tarih derslerinden bir şeyler öğrenmişizdir, ama gerçekten ne kadarını hatırlıyoruz? Gerçekten ne kadarını anlamışızdır? Bu soruyu düşünürken, hayatımda bir anı geldi aklıma. Belki de o an, bana tüm bu soruları sorduran bir başlangıçtı.
Bir Gece Yattığımda
Geceyi anlatmakla başlamak istiyorum. O gece, Kayseri’nin sıcak bir yaz akşamıydı. Biraz uyku sersemi ama aynı zamanda biraz da heyecanlıydım. Bilgisayarım açık, bir yandan YouTube’da eski tarih belgesellerini izlerken, bir yandan da YouTube’un rastgele videolarına göz atıyordum. Sonra bir video önerildi: “Emperyalizmin Karanlık Yüzü”. Ne kadar da ilginçti, belki de bu kadar aniden bir şeylere dair yeni bir şeyler öğrenebilirdim diye düşündüm.
Video açıldığında, ilk başta normal bir şeyler anlatıyordu. Ama sonra öyle bir şey oldu ki, birdenbire her şey zihnimde dönmeye başladı. Tarihin karanlık köşelerine dair bir sürü yeni şey öğrendim. O eski imparatorluklardan, yeni dünya düzenine kadar bir yığın fikir birbirine karıştı kafamda.
Emperyalist devletlerin çoğu ne yazık ki bir zamanlar çok güçlüydü. İngiltere, Fransa, İspanya ve Hollanda gibi devletlerin köle ticaretine girmesi, tüm dünyayı sömürmesi, bende bir tuhaflık yaratmaya başladı. İçimde bir hayal kırıklığı hissettim. Nasıl olur da bu kadar çok acı yaşanmış, bu kadar çok halk ezilmiş, her şeyin arkasında güç mü vardı? Ve ben bir anda o güçlerin arasında kaybolmuş gibiydim.
Geçmişin Karanlık İzleri
O geceyi hatırlıyorum. Sanki tarih, geçmişin yükünü omuzlarımda taşımamı bekliyordu. Emperyalizm… O ne kadar da yabancı bir kelimeydi bana. Ama bir yandan, her şeyi öğrendikçe bir ağırlık vardı içimde. İngiltere, Fransızlar, İspanyollar… Düşünmeye başladım. Bunlar, sadece tarih kitaplarında okuduğumuz isimler mi? Yoksa o ülkelerin halkları da, geçmişin yarattığı bu karanlık yükün ne olduğunu hissediyorlar mı? Kayseri’de bir gece, bir bilgisayar ekranının önünde geçirdiğim zamanla birleşen bir düşünceydi bu. Ama içimdeki huzursuzluk o kadar büyüktü ki, o geceyi bitirmek istemedim.
Ertesi sabah, aklımda hâlâ “emperyalist devletler nelerdir?” sorusu vardı. Yavaşça kalktım, kahvemi hazırladım ve biraz da kaygılıydım. Çünkü bir şeyin farkına varmıştım: Emperyalizm, sadece bir geçmişin olayı değil. O kadar derin bir yara ki, günümüzde bile etkilerini hissetmeye devam ediyor. Belki de bu yüzden geçmişteki büyük güçlerin dünyayı ne kadar dönüştürdüğünü anlamak, bu kadar zor geliyor.
Kendime Sorular Sormak
O gün, kafamda sorularla yürüdüm. “Ya şöyle olursa?” diye düşündüm. Eğer ben Kayseri’de rahatça yaşarken, dünyanın başka bir köşesinde insanlar emperyalist güçlerin etkileriyle hayat mücadelesi veriyorsa, ben ne yapardım? Şimdi düşünüyorum, o kadar çok halkın bir zamanlar sömürülmüş olması, o kadar çok insanın emperyalist güçlerin çarklarında ezilmiş olması, sadece geçmişin değil, bugünümüzün de bir parçası. Peki, dünya düzeni gerçekten değişebilecek mi?
Bir yanda çok karamsar düşünceler vardı, diğer yanda ise umutlu düşünceler. Çünkü belki de bir gün insanlar, tarihten aldıkları derslerle daha adil bir dünya kuracaklardı. Belki de biz, Kayseri’nin sokaklarında, okullarda, derslerde, kahvelerde bu konuda daha çok şey konuşacağız. İnanıyorum ki, bu sorunun cevabı; soranların, arayanların, bilenlerin gücünden geçecek.
Bir Gece Daha
İki hafta sonra, bir akşam Kayseri’de yürürken, kafamda aynı soru yankılandı: Emperyalist devletler nelerdir? Ama bu sefer, bu soru sadece bir tarih sorusu değildi. Bu, bir dünya sorusuydu. İngiltere, Fransa, İspanya; evet, bu devletlerin geçmişte yaptığı hatalar, suçlar vardı. Ama bu soruyu sordukça, kendime de yeni sorular eklemeye başladım: Ya bugün hangi devletler? Ya bugün hangi ülkeler güçlerini kullanarak başkalarının haklarını yok sayıyor? Belki de zaman, geçmişi anlamanın ötesinde, şu anı doğru okuma zamanıdır.
Yavaşça yürürken, Kayseri’nin taş yolları ayaklarımın altında tıklıyordu. Bir yanda tarihi bir yük, diğer yanda bir umut. Duygularım iç içeydi. Gerçekten de geçmişin etkilerinden, bu günün üzerindeki izlerinden ne kadar uzaklaşabileceğiz? İşte o gece, kafamda geçen bu sorularla kayboluyordum.
Sonuç
Hayat bir yanda sorularla dolu. Emperyalist devletler nelerdir? sorusu, zaman zaman içimde hep yankılanacak. Ama belki de bu sorular, sadece geçmişi değil, bugünü de değiştirecek. Geçmişin acılarından ders çıkararak, dünyayı daha adil bir yer haline getirebiliriz. Ama bu kolay olmayacak. Çünkü o geçmiş, bizden daha güçlüdür. Ama bir yerde, bir adım atmak gerekiyor. Ve bu adımı atarken, belki de sadece soruları değil, kendi iç yolculuğumuzu da bulmuş oluruz.